Welcome to Our Website

Madımak Katliamı Hafıza Merkezi Belgesel Filmi Gösterime Sunuldu

(ANKARA) – Yapımcılığını Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nun üstlendiği Madımak Katliamı Hafıza Merkezi belgesel filmi “Çok Kötü Bir Şey Oldu”- Madımak Katliamı ve Ötesi Üzerine Bir Film’in gösterimi, Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Belgeselin yönetmeni Ümit Kıvanç, “Bu çalışma Madımak’ta hayatını kaybeden 33 insanın yakınları başta olmak üzere, olaydan sağ kurtulanlar, onların yakınları, hukuki süreç içerisinde olanların tam desteğiyle bu iş yapılabildi. Sözlerini, hafızalarını ve gönüllerini açtılar. Unutturulmaması gereken çok fazla şey oluyor bu memlekette. Bunu isteseler de kimse unutturamaz” dedi.

Yönetmenliğini Ümit Kıvanç’ın yaptığı belgesel filmi, Alevilerin uğradığı baskı ve ayrımcı politikalara ışık tutuyor. Belgesel, Madımak Katliamı’nın öncesi ve sonrasını, sosyal, siyasal ve tarihsel olarak ele alıyor. İki bölümden oluşan belgeselde, 127 kişiyle yapılan görüşmelere yer veriliyor. Belgeselin tanıtım toplantısı, Madımak Katliamı’nda yaşamını yitirenlerin anılmasıyla başladı. Toplantıya, sivil toplum kuruluşu ve sendika temsilcileri yanı sıra çok sayıda Alevi dernek ve konfederasyon temsilcileri katıldı.

Tanıtım konuşmasını 1993 PSAKD yöneticilerinden, Madımak katliamından sağ kurtulan Ozan Ali Çağan, “Bu katliamı tarihe belge olarak bırakacak bir çalışma yapılamamıştı. Bu topraklarda sevginin, dostluğun, kardeşliğin hüküm sürmesi için çaba koyacak bu projeyi gençlere emanet ediyoruz.” dedi.

“2 TEMMUZ’DA KATLEDİLEN CANLARIMIZ BİZİMLE YAŞIYOR”

Madımak Katliamı Hafıza Merkezi Projesi Koordinatörü ve Sanal Müze Yönetmeni Eylem Şen de projeye iki yıldır emek verdiklerini hatırlatarak, çabalarının Madımak’ta hayatını kaybeden 33 kişinin unutulmaması, unutturulmaması için gerçekleştiğini söyledi. Şen, şöyle konuştu:

“Kamu görevlilerinin hiçbiri yargılanmadı. Tutuklananların bir kısmı serbest bırakıldı. Dava zaman aşımına uğradı. Adalet tesis edilmedi. Yaklaşık iki yıldır bu projeye verdiğimiz emek ve çaba, 33 canımızı sonsuzluğa taşımak. Madımak’ta müze yapılmadı. Madımak Oteli’nin toplumsal yüzleşme alanına dönüştüğünü hep birlikte göreceğiz. Yoğun bir emek ve tartışma süreciyle bu projeyi tamamladık. Madımak’ın hesabını sormak için mücadele eden herkese, ailelere teşekkür ederim. Bu ağır yükü omuzlarında taşıyan, karşılaştıkları engellere rağmen yaşayan herkese teşekkür ediyorum. Tüm Alevilere teşekkür ederim. Alevilere karşı bir pogrom yaşandı. Karşılaştığımız engellerle birlikte mücadele eden herkese teşekkür ediyorum. Bu engelleri aşmak kolay değil. 180 avukat davaya müdahil olmuş. Bu davayı sürdürmeye devam edeceğiz. 2 Temmuz’da katledilen canlarımız hala bizimle yaşıyor. Sanal müzede 33 canımızın hatıralarını, anılarını, sonucunu öğrenemedikleri üniversite sonuçlarını anlatıyor. Unutmadık, unutturmayacağız.”

“DAVANIN POLİTİK MÜCADELESİNE KATKI SUNACAK BİR KÜTÜPHANE GELİŞTİRDİK”

Madımak Katliamı Hafıza Merkezi Projesi bileşenlerinden Dijital Kütüphane Kreatif Koordinatörü Duygu Tatar anlattı. “Projeyi emek emek ördük” diyen Tatar, şunları söyledi:

“Katliamla ilgili şiirler, filmler, belgeseller, tezler, çalışmalar yapıldı. Görsel ve işitsel alanda belge birikti. Bu projeye başlarken çalışmaları inceledik. Bütün gazeteleri derledik. Dört devlet üniversitesi kütüphanesinde tarama yaptık. Dört binin üzerinde gazete kupürü birikti. Bunların hepsini dijitale aktardık. Klasör dolusu dava dosyasını dijitale çevirdik. Katledilen insanlarımızın eşyalarına da dijital kütüphanede yer verdik. Mücadele çıktılarıyla biz bu kütüphaneyi oluşturduk ve herkesin katkısına açık hale getirdik. Davanın politik mücadelesine katkı sunacak bir kütüphane geliştirdik. Aranan bütün kaynaklar direkt olarak bulunabilecek.”

“MADIMAK KATLİAMI’NA KARŞI BİLGİ SAHİBİ OLMAYAN KUŞAKLARA YÖNELİK DE BİR ÇALIŞMA”

Madımak Katliamı Hafıza Merkezi Projesi bileşenlerinden “Alacakaranlıkta 30 Yıl” web belgeselinin yönetmeni Yücel Tunca da web belgeselin oluşma sürecini ve kullanılan kaynakları anlattı. “İzleyicinin de katılımcı hale geldiği bir belgesel. Çok güçlü bir altyapı oluşturmaya çalıştık” ifadelerini kullanan Tunca, şöyle devam etti:

“Bunun olanağını diğer çalışmaları yürüten arkadaşlarımız bize verdi. Araştırmamızın zemini oluşmuştu. Bunu daha da zenginleştirdik. Madımak Katliamı’na karşı bilgi sahibi olmayan kuşaklara yönelik bir çalışma. Aynı zamanda katliamı dünyaya anlatmak için çalıştık. Çalışma Sivas, Ankara, İstanbul ve Berlin odaklı. Bu topraklarda Alevilere neden zulüm ediliyor bunu anlamaya, baskının sebebini anlamaya çalıştık. Alevi toplumunun köklerini görmeye çalıştık.”

“UTANÇ MÜZESİNE DÖNÜŞMESİ, TOPLUMSAL YÜZLEŞME YOLUYLA OLABİLECEKTİR”

Proje bileşenlerinden sözlü tarih görüşmelerini ve süreci anlatan Akademisyen Ozan Çavdar ise “130 görüşme yaptık. Sivas’a yakından tanıklık etmiş ailelerle görüştük. O gün orada bulunan dernek yöneticileri, avukatlar ve gazetecilerle görüştük. Görüşmelerin tamamı Hafıza Merkezi’ne eklenmiş olacak. 33 can kimlerdi, neleri severlerdi, neleri sevmezlerdi bunu anlamayı da kendimize görev edindik. Her birini tanıdıkça saygımız ve sevgimiz arttı. Genç nesillerin anlayabilmesi için çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Madımak Oteli’nin utanç müzesine dönüştürülmesini istiyoruz. Utanç müzesine dönüşmesi, toplumsal yüzleşme yoluyla olabilecektir.” diye konuştu.

“İSTESELER DE KİMSE UNUTTURAMAZ”

“Çok Kötü Bir Şey Oldu” belgeselinin yönetmeni Ümit Kıvanç da gösterim öncesi yaptığı konuşmasında, şunları kaydetti:

“129 görüşmenin önemli bir bölümünü defalarca izledim ve herkesle tanış oldum. Keşke olmasaydı diyeceğimiz bir olay. Sivas madımak katliamıyla ilgili, ortaya çıkarılması istenmeyen her şeyi bir araya getirdik. Çok ayrıntılı işler de yapılabilir. Bu çalışma Madımak’ta hayatını kaybeden 33 insanın yakınları başta olmak üzere, olaydan sağ kurtulanlar, onların yakınları, hukuki süreç içerisinde olanların tam desteğiyle bu iş yapılabildi. Sözlerini, hafızalarını ve gönüllerini açtılar. Unutturulmaması gereken çok fazla şey oluyor bu memlekette. Bunu isteseler de kimse unutturamaz. Dünyadaki katliam ve pogromlarla bağlantısını da kurmaya çalıştım.”

Türkiye’deki alevi kurumları adına konuşmayı Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe de “Bugünden sonra artık bu çalışmalarla Sivas Madımak Davası’nı, bizim insanlık davası olarak gördüğümüz davayı, çok daha geniş kesimlere anlatmanın fırsatını yakalayacağız.” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir